Bugün hafta başı kıssadan hisse ile bizde pay sahibi
olalım ne dersiniz..
********
"Çok zengin fabrikatör olan Yahudi Hayyim´in
ilkokulu yeni bitirip yaz tatiline çıkan 11 yaşındaki oğlu Simon iş öğrenmek
üzere babası ile beraber sabahleyin yazıhaneye gelir.
Baba Hayyim oğlu Simon´a;
"Kalk bakalım, bugün seninle ilk dersi yapalım"
diye çarşıya çıkarlar.
Çarşıda bir kumaşçı dükkanının vitrininde duran elbiselik
kumaşı almak için Simon´un babası Hayyim,
"Oğlum içeri gir de şu kumaşın fiyatını sor"
der.
Simon mağazaya girer ve dükkan sahibine,
"Amca şu vitrindeki kumaşın fiyatı nedir" diye sorar.
Adam "40 lira" diye cevap verir. Simon,
"Bir dakika sorayım" diyerek gelip vitrinin önünde duran babasına
sorar.
Hayyim de oğluma "Git sor, yarısına olmaz mı"
der.
Simon mağazacıya sorar, mağaza sahibi "olur"
der.
Simon gidip babasına sorar. Baba Hayyim tekrar,
"Fiyatın yarısı" der.
Simon gelip mağazacıya, "10 lira olur mu" diye
sorar. Adam razı olunca tekrar babasına gelir.
Babası, "Onun da yarısı olmaz mı" deyince,
Simon adama bunu da sorunca sabah siftahı yapmaya çalışan, onu da yapamayan
mağaza sahibi kızarak,
"Al götür, hiç para istemiyorum, maksat alış-veriş
olsun, siftahım bozulmasın" deyince bunu da babasına soran Simon´a babası:
"Gir sor bakalım, kumaşı alalım ama üstüne ne
verecek?.."
********
"Timurlenk seferden dönerken bir şehre uğramış.
Hazinede paraya ihtiyaç olduğundan, bu şehrin varlıklı halkından 5´er altın
toplaması için emir vermiş.
Bu emir üzerine görevliler halktan bu vergiyi toplayıp
getirmişler.
İki gün sonra Timurlenk vezirine sormuş, "Halk
düşünüyor efendim" demiş.
Timurlenk halktan 5´er altın daha toplamasını emretmiş.
Emir yerine getirilmiş. İki gün sonra yine Timurlenk vezirine sormuş,
"Halk ne yapıyor" diye.
Vezir dolaşıp gelmiş. "Halk düşünüyor efendim"
demiş. Timurlenk bunun üzerine halktan üst üste daha 5´er altın daha toplatmış.
Ve vezirine sormuş, "Halk ne yapıyor" diye.
Vezir çarşıya, pazara inmiş. Bir de ne görsün ki halk
davul zurna çalıp oynuyor. Vezir Timurlenk´e gelip halkın çalıp, oynadığını
anlatınca Timurlenk:
"Haydi, artık buradan gitmenin zamanı gelmiştir.
Belli halkta ne para, ne pul kaldı" demiş…
Kıssadan hisse…
Bakın etrafınıza. Bizim halk da her türlü havayı çalıp
oynamaya başladı.
Yalnız elinde zilleri ve kaşıkları noksan…
Dünyanın en pahalı benzinini kullandığı için mi? Dünyanın
en pahalı etini alıp yiyemediği için mi? Çoğu ihtiyacını sadece market
raflarında seyrettiği için mi?
İşsiz kalıp sabahtan akşama iş bulacağım diye gezdiği
için mi?
Ne dersiniz, insanlarımız neden çalıp oynuyor?..
********
"Yavuz Sultan Selim Mısır seferine çıkarken 80
yaşındaki sadrazamını vekil tayin ederek seferden dönünceye kadar yerine
vekalet etmesini emreden ve sefere çıkar.
80´lik sadrazam ilk emrini verir:
"Bu akşam Galatasaray Hamamı´nı boşaltın ve bana 17
ile 21 yaşları arasında 40 tane genç, güzel, kız bulun, hamama götürün.
Yıkanıp, paklanıp beni beklesinler. Ben akşam 8´de
gelirim." der.
Akşam 8´de sadrazam hamama gider, soyunur, peştamala
sarınır ve içeri girer. Karşısındaki çırılçıplak duran 40 güzel kızları hamamın
göbek taşına dizdirir.
Sonra da birinci sıradan başlayıp, sonuna kadar tüm
kızların üzerlerine işer.
"Aman sadrazamım ne yapıyorsun" dediklerinde,
Sadrazam:
"80´den sonra gelen kısmetin üstüne işte böyle
işerler" der…
********
Kıssadan hisse…
Her yaşın kendine göre güzelliği vardır. Bunları o zaman
yaşamak gerekir.
Geçmişe dönüp bakmak, "eyvah" deyip
yapamadıklarından pişmanlık duymak bir şey kazandırmaz.
İçinde bulunduğumuz günü ve yaşı gönlünce geçir. Bunlar
sana yeter. Geride bıraktığın yıllara da özlem duyma, onları yeniden yaşamaya
kalkma..
Haydi kalın sağlıcakla..
Her şey yüreğinize göre olsun..
HOPDEDİK
YAŞAM..
İnsan yaşarken
çok şey öğrenir.
Dostluğu,
puştluğu,
vede ölümsüzlüğü..
Ders alana
ne mutlu..
Alamayan mı?.
Onlar zaten
mutlu olmamaya
yemin etmiş..